Tabut
Öyle süslü kelimelere Yalandan bir samimiyetle Bir anlam yüklemeyeceğim Herşeyi herkes için kısa ve net olacak şekilde Tıpkı ölüm gibi Tıpkı gözdeki parıltı gibi Sahiden kaç kişi çıkar Şu tabutu kaldırıp atmak için Üzerlerine çevrilmiş namlular Bir ihtimal vurabilir yelteneni, fakat Tabutun içindekine bir şey olmaz artık Çıksın ve bağırsın, kim bağıracaksa Kurşundan zarar gelmezdi şu tabutta yatan zat olmazsa Ardına sığınır yalanlar, hiç bir şey olmamış gibi yaşarlar Lakin gömülmek için yüz yıllardır burada Namlular bu sefer namluları doğrultanların üzerinde Öncekiler bu duruma düşmem derlerdi Düşmem diyen, sonraları kendine sövse de geçti artık Tam alınlarında işaret belirir eski zalim olmanın bedeli olarak Zamanında kutsadıkları mahkemeler Elbette çıktı karşılarına Alınlarında nişanesi hayınlığın, bir kez daha ele verdi onları sanık kürsünde Altındaki sehpanın kaymasıyla beraber Boynuna bağlanmış urgan gerilir Bunu gibi binlerce da...