Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çınar

Baştan aşağıya inen ve beni bitiren bu yaş, Kime, neye, kimden ve neyden akar böyle Bir ot bile bitmez gönlümde, hepten taş Buna sebep nedir, gözüme bak da söyle Hayat neyden ibaret, sonu nerede, kimde Yaşamak ne için, bunca imtihan kime Ölümde var ya Azrail elinde hançeri ile ötede Ölüm acı son, hatırlatırım bu gerçeği kendime Öyle derinden sarsıldım ki elimden düştü gerçeğim  yitip giden zamanlar neye dönüşür Hangi diyarda hangi bahar, hangi kalpte sevdiğim O gecelerin sultanı, hükümdarı Ay; hakkımda ne düşünür Galip çıkmak ne mümkün hayata Ulu çınarların hepsi yapraklarını döktü Tutsaklarını bir bir idam eden zalim hala tahta Bir hüzün çığ gibi gönlüme düştü Yaşamak, rüzgarın yaprağı uçurması gibi Rızasını almadan yapar bunu rüzgar Ölmek, yittip giden yapraklarının ardından çıplak çınar gibi Kimse suçlu değil ne yaprak ne rüzgar ne de çınar

Hüzün Diyarı

İçimde bir diyar, adı: Hüzün Diyarı Uğrayanı yoktur, derdi tasası ayrı Bu diyarda olanları kimse anlamaz Hep kederli ama acısı dışarı saçılmaz Üzülmek yarar bu diyarın insanına Kurban ola derdine gamına tasasına Aşikar değil mi artık bu kadarı Bir ah yeter yıkmak için dağları Konma bülbül konma bu diyara, sakın Üzülürsün bak sonra dünyayı yıkar ahın Eskisi gibi uçamazsın, neşeyle ötemezsin Zaten sende fazla durmaz, uçar gidersin Akıl ermez, kalp hissetmez, göz görmez Öyle bir yangın ki kimse bilmez, bilemez Hüzün diyarı ya burası kocaman dertler Ağlamak için bir bir sırada bekler Derinden bir çığlık yankılanır sokağında Ve ardından boğulursun kasvet dalgalarında Hep bir matem hep bir hüzün, hiç bitmez Üzülürsün ağlarsın ama bunu kimse görmez Dardır bu diyar, yolları tek kişilik Mazisi derin, duyguları ağır ister kişilik Aşkı bitmez matemi bitmez ateşi ömürlük Bu diyardan hiç kimseye çıkmaz kötülük

Baykuşlar

Bülbüllerden haber ver bana Sıkıldım ben baykuşlardan Boyuyorlar beni gecenin karanlığına Haber ver gidipte gelmiyen turnalardan Hoyrat, gamsız baykuşlar Beni kendilerine düşman belliyorlar Karancıyı incitmem daha, bunu bilmiyorlar Ah! Kurtulamadım alnımın kara yazısından Açılmaz kapı bahtım Karanlık odada baykuşlarla kaldım Bülbüllere kandım şimdi baykuşlara kaldım Bir haber ver güneşten, ışıktan Kendimden soğudum gitgide Kayboldum limansız denizde Yeterim ben senin gölgende Haber ver bana sevgiden, aşktan Baykuşlar bak yine etrafta Bazıları bilmem nedendir yasta Onlar mutlu ben değilim karanlıkta Sensizlik bir yandan baykuşlar bir yandan. Baykuşlar bak yine zalimlikleri tuttu Hepsi birleşip beni yarimden alıkoydu Yaptığı kötülük neydi sorsan unuttu Bülbülleri geçtim artık  bahset bana kavuşmaktan

Canıma Can veren ANNE

Eve gittim, baktım sen yoksun, Şimdi duvarlar nasıl konuşsun Nasıl beni avutsun, Ana gibi nasıl olsun Anne sensiz dünya olmaz olsun Yıkasım geliyor şu matemli duvarları Hele üzerime gelen kanlı ağları Ne yapayım bilmiyorum, bilemiyorum Annem'siz olmaz tek bunu biliyorum Derdine dertlenme sakın Gitme daha dolmadı kırkın Sensiz doğan güneş doğmasın batsın Ne dertlidir ah şu alın yazın Olmasın sakın ayrılık ebediyen Anne, canım canını almış senden Kurtul da gel hasretten, matemden Gel otur baş köşeye, hiç bir şey demeden Kışta bırakma Aliyi, Elifi, Yusuf'u, Yasin'i Kim doldura bilir ki senin yerini Oraya bırak da gel derdini Ah şu ayrılık korkusu mahvetti beni Ayrılık, en baştan başladı Adem'le Böylesine acıyı kim kaldıra bile Tek çare dua, başka elden ne gele Demek nasip olur mu hoşça kal bile

Pek elem

Yalnızlığın meşalesini yakmışlar Yakıp da gönlüme saplamışlar Sinemde gül yerine yara açmışlar Şirazesi kaymış ahvalim pek elem Halim harap kim sorar Bak güller bir bir solar Üzülmek neye, kime yarar Karanlığa saplanmış ahvalim pek elem Islak, ıslak yanaklarım Ben yüreğimi dağlarım Gözüm kapalı Rabbimi anarım Göz yaşında boğulmuş ahvalim pek elem Bir yanım hep ayrılık, hep ölüm Bir akşam dünya ile bağımı böldüm Bilmem ben hangi vakit öldüm Canı çekilmiş ahvalim pek elem

Terk-i Alem

Terk-i alem denmiş bu yolculuğa Vazifesi biten, gider toprağa Musalla taşında yatarsın bir gün Geri dönüşü imkansız bir sürgün Ardından ağlayan olur mu? Belki... Kabirdeki hayat bilmem nasıl ki? Ürperdim ölüm akla geldiğinde İşte o an Azrail geldiğinde Derinden bir sessizlik ebediyen Sonra da çürür gider ölmüş beden Yalnız ismin kalır mezar taşında Belki ağlayanın olur ardında Gökten iner arşı aladan çıkar Ruhun yolculuğu işte bu kadar Sarılırsın bembeyaz bir kefene Ölüm bu lafında var bir endişe Nerede? Nasıl? Hangi vakit? Ölüm Bilinmeyen, çözülmez bir kördüğüm Dünyada cesetten gayrı ne kalır Azrail bir sabah erken canı alır Yahut gece karanlığa hapisken Gidersin ruhun bedeni süzerken Hep bir muamma her anı yaşamın Nedir geçip giden zamanda payın Her geçen gün daha da yaklaştırır Ölüm, ruhu bedenden arındırır. Yeni bir başlangıcı biten sonun Bulur o seni fark etmez konumun

Dağlar

Dağların tepelerinde karlar Bahar daha gitmemiş oraya Biçtiniz yolumu ey kanlı dağlar Yaşayamadım hayatı doya doya Kirli düşünceler ardından Dünyaya baktım, ağladım Kötülük dökülür dudağından Baştan sona hep yandım Şerri hayrını hep aşmış Doğduğumdan bu yana Her darbede dağılmış Yenildiğinden beri zamana Ortasındayken ben kışın Yalnızlık beni sarıp sarmalamış Haddi hesabı sorulmaz yaşın Gönül ateşi gönülde hiç kalmamış Dertli bülbül gönlüme konmuş Giderken ahu zar oldu Yüreğim sessizler den olmuş Açan güller bir bir soldu Konuşmak kolay yapmak zor Mesele de bu ya zaten Yürek yana yana olmuş hep kor Başka çare kalmadı gitmekten

Darmadağın

Gözlerden akan bu yaş, Yüreğime saplanan bir ok, Eğilmiş dertten baş, Derdi çok, dermanı hiç yok Gerçekler yalan olmuş Yalanlar ise gerçek Önümüz hep yokuş Bilmiyorum nasıl geçilecek

Haktan Mahrum Yaşanılmış Mı Olur?

Yaşar anı kurtarmak için insan Haktan mahrum yaşanılmış mı olur? Kim  yer ayırtmış ki yarından Haktan mahrum yaşanılmış mı olur? Zaten gayemiz tek oda hak Haktan gayrı olan ne varsa yak Bırak kendini, su misali ak Haktan mahrum yaşanılmış mı olur? Hakikat güneş gibidir Güneş gören toprak diridir Haktan yoksunsan bu ölmek demektir Haktan mahrum yaşanılmış mı olur? Olsun her şeyin dünya adına Üstün gelemezsin zamana Her şeyin olsa da soruyorum sana Haktan mahrum yaşanılmış mı olur?

Susmak

Kıştan çıkmış yaralı kalbim Susmak sadece susmak Bitti hayata olan sevgim Hicran, göz yaşı ile anmak İsmi hayal sureti rüya Aşkı yok olacak birazdan Kış bitecekti hani güya Bitmedi, geçmedi, aynı zaman Yalan sayılmış koca medeniyet Sual edip de, deşme yarayı Nereye gitsem bana hep gurbet Bırakmam hiçbir şekilde bu davayı Sonunu görmeden, bilmeden Geçiyor ömür, bitiyor Sarf edilen onca sözden Biri bile yerini bulmuyor
Ne denir, ne yapılır bilinmez geçip gidene, İnsan yaşar da karşılık bulamaz sevgisine. Bilinmez diyarda gurbetteyim yalnızım, Bir yanda ay öte yanda yıldızlarla arkadaşım. Onlardan gayrı kim olabilir ki arkadaş. Her günüm sürekli yenildiğim savaş... Bilmiyorum ya en acısı nedir, seçemedim. Bunca dertler arasında ne merhem olur bilemedim. İsmim bana kalan tek şey herhalde. Gün geçmiyor ya bunca dertle de. Aylar geçer de elde avuçta bir şey kalmaz,. Hep iyi olsun ister ayrılık hesapta olmaz. Terk edilmiş virane evler gibiyim. Kimse uğramaz, sanki bilinmez deyim. Soğuk duvarlar yürekte yanan ateşe rağmen. Bilmem işte hem yanarım hem üşürüm, neden? Cevabı yok hep havada kalır sorular. Bir ben yalnızım birde kaldırımlar. Üstümüzden yağan yağmurlar ıslatır. Aslında ne çektiğimi göz yaşlarım anlatır. Derdimi sinemde sakladım. İçten içe hep yandım.. Kimse tutmadı elimden, yardım eden olmadı. Dünyam karanlıkta, yıllardır hiç gün doğmadı. Tükenir umutlar,hayaller ve de ...

Diyar Diyar

Küsülür mü bilmem hayata Dönüşü yok yaptık bir hata Eylediler beni bir divaneye Sözler biter kalmaz geceye Diyar diyar,aradım huzuru Olmadı, bulamadım onu Nereye gizlenmişse artık Bilmiyorum, bilemiyorum artık Gökler, ağlar ise halime ağlar Gerisi yalan, boş yalanlar Saçlara ak düşsün şimdi Bitti, tüm umudum bitti Kör oldu yürek aşkı görmez Ya vardır ya da yoktur, bilinmez Kork şimdi kıştan, geceden Hadi git, git bu şehirden Susmadım ne geldiyse bundan Yerimizi alamadık geçen zamandan Değişti mevsim, değişti dünya Biter mi bilmem dertler saya saya Alnımda yazan yazıyı sökemedim Atıp da yere,ayağımla ezemedim Yordular, hor gördüler, ezdiler Aldılar hakkımı geri vermediler

Fanidir Dünya

İşte fanidir dünya Ölüm her an kapıda Sitemim geçen zamana Kaldı ölüme bir kaç gün Yoktur ölüme çare Ne mal ne zerre Gitmez hiç biri ahirete Kaldı ölüme bir kaç gün Ne erken ne geç İyiyi, doğruyu seç Hakdan gayrıyı geç Kaldı ölüme bir kaç gün Ağacın gölgesi der Bu yol sana gider Ey nebi ey peygamber Kaldı ölüme bir kaç gün Adım şanım bilinmez Yarın ne olur, seçilmez Kefenden başka elbise biçilmez Kaldı ölüme bir kaç gün Her an rabıtay-ı mevt Hakkadan yana  bir yer et Rabbine sonsuz şükret Kaldı ölüme bir kaç gün Acizdir insan aciz Birbirine karşı sevgisiz Elbet Allaha gideceğiz Kaldı ölüme bir kaç gün

Kardeşim Elif

Kardeşim, canım, güzelim Elifim güller içinde bir gül Kalbime sığmaz sana olan sevgim Elifim güller içinde bir gül Kar yağar, içimde ateş Sen benim dünyama güneş Gelmiş geçmiş en güzel kardeş Elifim güller içinde bir gül Eksik olmaz gözlerinde yaş Nedendir, neden gardaş Sil, olmasın gözünde yaş Elifim güller içinde bir gül Sanma yalnızım dünyada Sana güvenen abin var ardında Bul beni darda kaldığında Elifim güller içinde bir gül

Boğuluyorum

Zeynel abidin misali her yanım dert, Göz yaşımda boğuluyorum Allahım yardım et.

Uzun Yol

Bir meşgaledir bu yol bize Dertler sıralanmış diz dize Habersiz haktan herkesler Bu yolun sonu bizi bekler Yolcusuyuz biz bu uzun yolun Herkes ruhen ve bedenen yorgun Baştan razıydık buna zaten Çıktık yolculuğa ne gelir bilmeden Korkular sarsa da yıldırmaz Yürünmezse bu yol son bulmaz Kara bulutlar daha da kararmış Koca koca dertler ne de ağırmış Uzun yol uzun başı var sonu yok Aşk ile bağlanmışım ayrılacağım yok Cefa olmadan sefa olmaz derler Bu yolda olan insan sabreder Bahar olmaz ise gönül dünyamda Kışa razıyım senin rızan olsun da Yerle bir olsa da dünyam vazgeçmem Bu yol uzun tek çare sabretmem Yoksa sonu vahim sonu meçhul Bu yolda geçmez para ne de pul Sonu görünür gibi olur, bir heyecan Ama bitmez, harap olmuşum uzun yoldan Giden gitti zaten gidenle işimiz yok Kalk ayağa gidecek yolumuz çok Zahmeti çok, çilesi bol Bitmez uzundur bu yol

Babam

Seni anlatmaya ömür yetmez Senin sevgin bu yürekte bitmez Baba dediğin kocaman bir çınardır Amaç ona sığınmak altında durmaktır Feryadı içinde derdi hep içinde yaşar Gündüzleri değilde herhalde geceleri ağlar Babam benim dünyada tek dayanağım Sen üzülme canını sıkma babacığım Çünkü dünya fanidir mal mülk geçicidir İnsanlar menfaatlerini gözetir bu böyledir Aldırma babam aldırma canın sağ olsun Dünyayı bırak ahiret bizim olsun Ne zor şeydir baba olmak Misal gecede ay olmak Sinen de nasıl saklıyorsun bunca derdi Söyle insan insanı Senin gibi nasıl severdi Bilirim içinde kocaman bir aşk vardır Ama başta hissedilmez sonradan anlaşılır Seni seviyorum benim koca yürekli babam Sen  yanımda ol da batıyorsa batsın dünyam

Anne

Gönlü nur dolu mukaddes insan, Yüce bir kalbin var aşkla atan, Canın sıkılır bıkarsın bazan, İmtihanın zordur senin, dayan  Kalbin atar evladım diye  Anlat içinde biriken ne var ise  Belki bulunur dermanı bende  Seni sevmek ne güzeldir anne  Ne büyük adanmışlık  seninkisi  Biriktirmiş sinesinde binlerce derdi  Sığmaz hiçbir kalbe sevgisi Anne, ayaklarının altına almış cenneti  Başlamış en baştan bir yolculuk  Başı zenginlik sonu yoksulluk  Senin sevginde buldum bolluk  Sensiz Anne, dünya bir boşluk  Üzülürsün geçip gidene, üzülme  Sana gülmek yakışır anne  Canından bir parçayım  Al beni canım annem kalbine

Bir Hal Oldu

Can sıkıla sıkıla bir hal oldu Yar bak yine gece yarısı oldu Yürek nedense yalanlarla doldu Bu hayattan yoruldum, beter oldum Ben neden, neden bu yola baş koydum? Gurbet, her yanı ayrılık şarkısı Anlamı yok ki  bu neyin parası Bitmedi mi artık para sevdası Gurbetteyim her yanım buz kesilmiş Baksana ben hariç herkes delirmiş Yokuş, bitmeyip umutları kıran Hasret, bitmeyip de yüreği yakan Yaşamak, ölüm pençesi altından Seyre kapılmışım bunca dert ile Çıkıyorum yokuşu bunca yükle Farkında olmadan ömür bitiyor Ölüm hangi vakit? Bilinemiyor Bu dünya soğuk ölümle bitiyor Göz yaşları ile sulanmış gönül Bitmiş anında binlerce gonca gül Hata mı ettim bilmem yaşamakla Bir yere varılır mı ağlamakla Bilmem bu matem geçer mi zamanla Koca derdin altında aciz beden Ezilmiş,harap olmuş bir sebepten Uzak da bir yer de saklanmış huzur Dağın ardında yahut nerde olur Dertler zaten bir yandan beni bulur Hoşça kal her şeyden soğudum zaten Zaman mı geçer gerçeği bilmeden...

Kendimden Bir Manzara

Bir fırtına kopar, her şeyi alır götürür. Bırakmaz götürür benim olan ne var ise Gerçek  ne zaman ortaya çıkarda görünür Göz kapakları aralanıp da göre bilse  Göğün ardından yanıp sönen binlerce yıldız Hesap vakti yakın, belki yarın için ölüm İmtihan mı olur  dertten uzak ve ağrısız Umuttan uzak, geceden de beterdir gönlüm Hayaller kararır, umutlar tükenir bir bir Hakikat  gizlenir, nerde gizlenir bilinmez Dünyayı karartır, gönüllerdeki bu kibir Tenhadır bu kabir, hiç kimsecikler görünmez  Gonca güller bahar gelince umutla açar Kış gelincede birbir solar herkesler gibi İnsan gül misali kışı da baharı da var Doğumu bahar gibi ölümü de kış gibi Ömür baştan sona bir filim şeridi sanki Fırtınalar, kasırgalar, kocaman bir afet Yanan koca meş'aleler bir gün söner mi ki Kara bulutlar gider de gök olur mu saffet Kış gelir de ağaçlar yapraklarını döker Hudutların dayım garip divane yaşamın Ölüm için bir anda ayak kayması yeter Geri dön...

Sor

Bir bilene sor beni sana anlatsın Aşkımı, yüreğimde yanan ateşi Kaderimi, sensiz geçen günleri Meşale olsun aşkımız her daim yansın Tertemiz bir kağıt al birde kalem Yaz önce bir şiir tüm duygunla Sonra yaz işte içinde ne varsa Senden başka yokki çarem Bu yakarış duyulur mu uzaktan Haberim geldimi o diyarlara Bakıyorum sensiz yarınlara Kendim alamıyorum korkmaktan Elbet korkular birikir durmadan Umutlarım tükenir biterim Ama hiç tükenmez sevgim Dünya durmuş geçmez zaman

BİTMEZ

Derdi hiç  bitmez neden bu dünyanın Ardından bakarım geçen zamanın Tükenmişim, kararmışım, ölmüşüm Yanlız kederim ile örtünmüşüm Dert bitmez işte her günü farkılı Çaresi yok, duygular  ağlamaklı Hatırda kalan mutluluk saf temiz Ben dünyadan dünya benden habersiz Dayanaksız desteksiz bir benmiyim Dokunsalar  yıkılacak gibiyim Herkesin ayrı derdi, imtahanı Dünyalar aynı sıkıntılar farklı Derdi bitmez hiç kimse hoşnut değil Sevgiden ve yaşamdan mahrum bir il Her tarafı kararmış gece gibi Geceden de beter bir haber gibi Sanki gelecekten gelen bir feryad Göçerim bir diyara kalmaz bir ad Muhatabı olmaz şikayet bitmez Kime edilir şikayet bilinmez

Gel De Gör Şu Halimi

Ayrılık ölümden de zordur  Gel de gör şu halimi Yar içinde bir kordur Gel de gör şu halimi Zaman geçer durdurak bilmez Gözler neden görmez kulaklar neden işitmez Çetindir bu akşam, neden bitmez Gel de gör şu halimi Kışın ortasında yalın ayak Geliyorum sana bi arkana bak Takatim kalmadı derdimi anlatacak Gel de gör şu halimi Hakkında onca şeyler duydum Ben beni sende buldum Herşeye rağmen bu yola baş koydum Gel de gör şu halimi

Çetindir Hak Yolu

Sarp yokuşlar, dik yamaçlar Pek çetindir hak yolu Dikenli yollar insanı zorlar Pek çetindir hak yolu Dilde bir kelime ya Hak Senin yolun bana hak Şu aciz kuluna bak Pek çetindir hak yolu Soğuk rüzgar, zor kış Hakdan yanadır bu haykırış Cahillerden bir boş bakış Pek çetindir hak yolu Garibana umut aş Gözler bu yolda yaş Dağılmış saç, baş Pek çetindir hak yolu Kudretine sığındım ya kadir Sana varmazsak halimiz nicedir Ey kainatın rabbi ya kadir Pek çetindir hak yol
Yüreğim yanar aşkınla Ateş tüm vücudumu sarmış Önce kalbimi sonra beynimi Yani sarmış bütün bedenimi Uyku girmez bu gözlere Heran seni bekler bu yürek Derman bulunur mu bu dertlere Ateşime kömür atıyor kürek kürek Bir sevda meselesi yaşamak Gönülden gelen büyük bir aşk Yok olmak değil var olmak Umudumu tazeler  aşk Dağa taşa seni anlatırım Herkes bilsin seni  Bu dünyada ben seni ararım Ölmeyeyim görmeden seni

Gökte Yıldızlar

Gökte yıldızlar eşlik eder kederime Yerde hiç eşlik eden bulunmaz derdime Etrafıma bakarım ararım birini Söndürsün yüreğimde yanan bu ateşi Aradım birini zifiri karanlıkta Hissediyorum biri tek beni anmakta Bu yolda aşk ile yanan nice yürekler Günler seni bilmeden karanlıkta geçer Yolun sonu hiç görünmez bilmem biter mi  Yürekte yanan bu ateş bir gün söner mi Şu derdime sanki güneş bile üzülmüş Ateşimi yetmemiş nedendir üşümüş Dağlar niye bürünmüş korkak bir kayaya Nerede  eski kudretin,suç atma aya Artık umudum kalmadı geçtim dünyadan Ölünce anlaşılır kıymetim o zaman Herkesler bir şeyler der  biçare halime Zaten bitmişim kalmışım kendi kendime İçimde durmadan bir fırtına kopmakta  Gözlerden sürekli kederli yaş akmakta Ey göğün yerin kainatın mutlak rabbi Kurtar  çaresi olmayan dertlerden beni Yerler gökler ağlar durman derdime sanki Üzülmekten unutmuşum derdim  ney diki

Olmasın

Sensiz varsın olmasın cennet Fırtınanın ortasındayım, dehşet Tarumar olmuş gönül bahçem Geçilmez olmuş aramızdaki set Her geçen gün daha da beter Zamanım hayal kurmakla geçer Gözümde perde her yerde sen  İçimdeki ses hep acıları söyler Bir korku karartır hayallerimi Mesele sadece sevmek mi Yoksa dağlara bakıp korkmak Ya da seni görmeden ölmek mi Bilmiyorum yarından öte ne var Acı, keder, karanlık, sensizlik var Göklerde kara bulutlar anlatır Derler ölümden de acı bir gerçek var
Derdi dinler, derman ararsın Herkes gider, tek sen kalırsın Biçareyim bilmem bildiğimi Hak eden tek sensin sevgimi Kalan sadece yürekte matem Derdimi yazmaz hiç bir kalem Kalmışım kışın ortasında zaten Bırakırsın beni çaresiz, neden? Karadır gece gibi bahtım Yokki malım, mülküm, tahtım Anlamı olmaz sensiz cennetin Hayalinle bile beni mutlu ettin Söz biter, derman biter Gün biter, ömür biter Ama aşkın bitmez bu yürekte Bitmez işte aşkın baki kalır yürekte

Dolunay

Ay'ın parlak dolunayı Gecemizin olmazsa olmazı Karanlıkta olmuş garibanın pusulası Dolunay bir güzel sanki bu akşam Etkiler insanı her anında Mazlumun yanında Bazen bulutların ardında Dolunay bir güzel sanki bu akşam

Sorular

Sorular var akılda bitmeyen Ateş var gönülde sönmeyen Fırtına var bir türlü dinmeyen Birileri var hakkı görmeyen Saman alevi gibi bir ateş Ararım bendime güzel eş Elbet bigün doğacak güneş Derdimden oldum çilekeş Yıpranmış ağlamaktan gözler Bitmek bilmeyen boş sözler İnsanı uyutmayan bu  dertler Uzaktan gelen gaibten sesler Elbet biter kış bir gün Duyulur sesi bülbülün Kalbine ettiler beni sürgün Arfta kalmasın gönlün

Issız Sokak

Yürürken karanlık, ıssız sokak da Siren sesleri yankılanır uzakta Huzura giden yol hangi tarafta Hayallerim gözümde kararır. Kafalarda derin sorular Neden, niçin bu akşamlar Yalnızlık benim ile sabahlar Her geçen günde kafam karışır

Kalpler Bir Olmayınca

Kalpler bir olmayınca Nasıl bir olur dünya Sevmek için boldur sebep Neden takılırsın ayrıntıya Bilinmez meçhul bir yarın İyilik nerede siz oraya varın Dünya bir ağacın gölgesi Ahirete seni çıkartacak sabrın Neden diye sorgulanır  Hatalar hep tekrarlanır Tebessüm kaybolur yüzlerde İnsan imtihana neden katlanır?  İşte misallerle bitmez  Hakikat hiç tükenmez Hak her zaman hak Bunlar neden bilinmez Marifet konuşmakta değil Falan için değil Allah için eğil Gönlün dolmasın yalanlarla Mevsim her zaman kış değil

Yükselen Kubbemizin Altında

Yükselen kubbemizin altında Yüz binlerce musibet , bela Bu cihanda yoktur derde deva Beniademde , ahde yoktur vefa Medeniyet denilen şey yerde Gülünür kardeşinin derdine İnsanlık bitmiş, herkesler gaflette Kötülük , şer hep var düşüncelerde Saf , temiz , berraktı dünyamız İyileri hiçbir şekilde anlamadınız Kötülükte , menfaatte anca aklınız Şerde kimseye fırsat tanımadınız. 

İyiki Doğdun Dostum

Derdim ile dertlendin Sen en güzel dost idin Şevkatle, iylikle dolu kalbin Sen iyiki dünyaya geldin Çok insan gelip geçti Kimseler senin gibi değildi Dostluğun beni bahtiyar etti Seni yaradan ne güzel etti Hayırlara vesile olur yaşın Zorluklara karşı eğilmesin başın Eksik olmasın mutfakta aşın Kutlu olsun yeni yaşın

Ölmüş İnsanlık

Ölmüş, yok olmuş insanlık İyi niyetli duyguların hepsi anlık Düşünülmeden kurulan cümleler Kalp kırmak için dökülür kelimeler Cümlelerde saklı kin ve nefret Dünyamızı karartan bir ilet Cahillikten doğuyor gaflet Menfaatin gölgesinde ihanet

Yanan gönüller

Kor olur yürek yanmakla Yanaklar ıslanır, ağlamakla Vaktim geçer, seni anmakla Aşkın ile yanar gönüller Sevdam dağları aştı Yine kalbim seni andı Gözlerim hep yaştı Aşkın ile yanar gönüller Gözüm yok parada pulda Senin aşkın yeter de artar bana Bunca imtihan canana Aşkın ile yanar gönüller Aşkın eyledi beni bahtiyar Sen bendime en güzel yar Aşkın  yanan yüreğimi harlar Aşkın ile yanar gönüller Dert senden derman senden Vazgeçtim  ben benden Bitap düştüm derdimden Aşkın ile yanar gönüller