Kayıtlar

Aralık, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çınar

Baştan aşağıya inen ve beni bitiren bu yaş, Kime, neye, kimden ve neyden akar böyle Bir ot bile bitmez gönlümde, hepten taş Buna sebep nedir, gözüme bak da söyle Hayat neyden ibaret, sonu nerede, kimde Yaşamak ne için, bunca imtihan kime Ölümde var ya Azrail elinde hançeri ile ötede Ölüm acı son, hatırlatırım bu gerçeği kendime Öyle derinden sarsıldım ki elimden düştü gerçeğim  yitip giden zamanlar neye dönüşür Hangi diyarda hangi bahar, hangi kalpte sevdiğim O gecelerin sultanı, hükümdarı Ay; hakkımda ne düşünür Galip çıkmak ne mümkün hayata Ulu çınarların hepsi yapraklarını döktü Tutsaklarını bir bir idam eden zalim hala tahta Bir hüzün çığ gibi gönlüme düştü Yaşamak, rüzgarın yaprağı uçurması gibi Rızasını almadan yapar bunu rüzgar Ölmek, yittip giden yapraklarının ardından çıplak çınar gibi Kimse suçlu değil ne yaprak ne rüzgar ne de çınar

Hüzün Diyarı

İçimde bir diyar, adı: Hüzün Diyarı Uğrayanı yoktur, derdi tasası ayrı Bu diyarda olanları kimse anlamaz Hep kederli ama acısı dışarı saçılmaz Üzülmek yarar bu diyarın insanına Kurban ola derdine gamına tasasına Aşikar değil mi artık bu kadarı Bir ah yeter yıkmak için dağları Konma bülbül konma bu diyara, sakın Üzülürsün bak sonra dünyayı yıkar ahın Eskisi gibi uçamazsın, neşeyle ötemezsin Zaten sende fazla durmaz, uçar gidersin Akıl ermez, kalp hissetmez, göz görmez Öyle bir yangın ki kimse bilmez, bilemez Hüzün diyarı ya burası kocaman dertler Ağlamak için bir bir sırada bekler Derinden bir çığlık yankılanır sokağında Ve ardından boğulursun kasvet dalgalarında Hep bir matem hep bir hüzün, hiç bitmez Üzülürsün ağlarsın ama bunu kimse görmez Dardır bu diyar, yolları tek kişilik Mazisi derin, duyguları ağır ister kişilik Aşkı bitmez matemi bitmez ateşi ömürlük Bu diyardan hiç kimseye çıkmaz kötülük