Hayat
Kayıp gidiyor yıllar, tutamıyorum Hicrana ermiş gönlüm ateş içinde Ne doğru, ne yanlış seçemiyorum Hüznüm manasız kalınca çöktüm Dilenci sandılar beni görenler Halbuki ben dilenmeyi bilmem Dua ederken bile bencilce davranırdım Kibrime bulanan aşk bela oldu Yeter demek de nasip olmadı Kömürden ellerim yanınca aydınlandı önüm Binlerce ağaç kök salmış geleceğe Bense inadına geçmişe sevdalıyım Şöyle olsa diyeceğim bir şey kalmadı Yandım, yoruldum ve yalnızım Zamanı hoyratça harcayan bu serseri Günü gelince anladı ve sustu Sıra sevdasına gelince de ağladı Düşüncenin dehlizlerinde karanlık fikirler Buna karşı koymayan bir akıl Seyirci kalmaktan başka çaresi olmayan kalp Dehşete düşmek, hele ki bu çağda Karanlığın ardından çıkan çocuk anlatsın Bir afacanın yaşayamadığı çocukluğudur bu Şimdi bitti demek geliyor içimden Fakat umut denen şey terk etmedi Yollar var önümde Aşılmak için can atan dağlar Güneşliyken hava fırtınaya döndü Ama yol aynı, istikamet belli Çocukken çı...